Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde bazı çevreler, okullarda başörtüsüne karşı çıkarak Allahın emrini yerine getirmek isteyen öğrencileri siyasal İslam söylentileri altında, aylarca okullarda eylem yaparak eğitim hakkını gasp ederek süreci çirkin söylemlerle sürdürdüler hem öğrencilerimizi hem de son süreçte öğretmenlerimizi hedef almaktadır. Bu kesim, sürekli "laiklik" söylemi üzerinden toplumun dini değerlerine saldırmaktadır. Ancak büyük bir çelişkiyi görmezden gelmektedirler:
Peki vatandaşı oldukları Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nda laiklik ilkesi açıkça yer almamaktadır.
Aksine, anayasanın 18. Maddesi; din, vicdan ve inanç özgürlüğünü, ibadet hakkını ve dini sembollerin serbestçe kullanılabileceğini güvence altına almıştır.
Yani, bir yandan "laiklik" çığırtkanlığı yapan bu çevreler, diğer yandan Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı üzerinden "Birleşik Kıbrıs" tezini savunmakta; fakat aynı anayasanın sunduğu özgürlükleri yok saymaktadırlar. Bu durum, apaçık bir çifte standarttır. Soruyoruz siz kime ve neye hizmet ediyorsunuz ne yaşadığınız vatandaşı olduğunuz KKTC Anayasası ne de birleşmek isteğiniz kıbrıs cumhuriyetinin yasası, belli bir zümreye ayrıcalık tanımıyor. aslında sizin yaptıklarınız tamamen bu işte ayrıcalık istiyorsunuz peki kimmiş kendini yasa üstünde gören yasa tanımaz tüm aykırılıklar sizde
Kapalı öğrencilerimize karşı eylem, kapalı öğretmenlerimize karşı ise söylem geliştiren bu zihniyet, sözde özgürlük savunuculuğu yaparken gerçekte özgürlüğe düşmanlık etmektedir.
Biz diyoruz ki bu vatana, insanına huzur lazım elbirliğiyle bize yakışan toplumu ayrıştırmadan ötekileştirmeden hizmet verelim.
Biz inanıyoruz ki; bu tutarsızlıklar milletimizin vicdanında karşılık bulmayacaktır.
Çünkü Allah Teâlâ'nın vaadi haktır: İsterler ki Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürüversinler; ama inkârcılar hoşlanmasalar da Allah nurunu muhakkak tamamlayacak!
(Saf, 8)
Ve zafer, inanlarındır inşallah.
Bağımsız ilahiyatçılar inisiyatifi başkanı Salih TUĞAY