Philenews de yayınlanan haberde, Rum yönetimi başkanı Nikos Hristodulidis, Avrupa Birliği Konseyi Kıbrıs Dönem Başkanlığı kapsamında planlanan bölgesel zirveye Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da davet edileceğini açıkladı. Hristodulidis, “Rum yönetimi olarak tüm bölge liderlerini davet edeceğiz, Erdoğan da buna dahildir” ifadelerini kullandı. Hristodulidis, “Türkiye coğrafi olarak her zaman Kıbrıs’ın komşusu olacak. Avrupa Birliği'ne yakın bir Türkiye’yi arzuluyoruz. Bu tamamen Türkiye'nin atacağı adımlara bağlı” diyerek, Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde sorumluluğun Ankara’da olduğunu belirtti. Hristodulidis, New York’ta düzenlenmesi planlanan genişletilmiş gayriresmî beşli Kıbrıs konferansı için tarihin belirlendiğini ancak bu tarihin Birleşmiş Milletler tarafından açıklanacağını söyledi. Toplantının eylül ayının ikinci yarısında yapılması bekleniyor. BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi María Ángela Holguín’in Brüksel ve Londra temaslarının önemli olduğunu vurgulayan Hristodulidis, Holguín’in zirve öncesi Kıbrıs’ı da ziyaret edeceğini ve sürecin olumlu sonuçlanması için çalıştıklarını belirtti. Hristodulidis, AB’nin Kıbrıs meselesine ilgisinin sembolü olan, daha önce Komisyon ve Konsey başkanları tarafından gönderilen ortak mektuba da atıf yaparak, bu belgenin Birliğin meseleye verdiği önemin göstergesi olduğunu ifade etti. Avrupa Birliği’nin Kıbrıs sorunundaki rolünün artırılması gerektiğini savunan Hristodulidis, AB-Türkiye ilişkileri çerçevesinde özel temsilci atanmış olan Johannes Hahn’ın da sürece dahil olduğunu vurguladı. Hahn’ın Holguín ile temaslarda bulunacağını ve Avrupa Konseyi Başkanı ile görüşeceğini belirten Hristodulidis, “Hahn’ın her gün kimlerle görüştüğünü açıklamasına gerek yok. Ne yapması gerektiğini biliyor ve doğrudan Komisyon Başkanı ile temas hâlinde. Türkiye'nin AB’ye ilgisini her gün kamuoyunda duyuyoruz, Erdoğan’ın da Fransa Cumhurbaşkanı’na bu yönde mesajlar verdiğini bizzat duyurmasından biliyoruz” dedi. Kuzey Kıbrıs’ta yaklaşan seçimlere ilişkin değerlendirmede bulunan Hristodulidis, seçim sürecinin çözüm süreci açısından “erteleme faktörü” olduğunu dile getirdi. “Gerçekleri konuşmalıyız. Sayın Tatar’ın bana yönelik kişisel saldırı içeren günlük açıklamalarına yanıt vermemeyi tercih ediyorum. Bunlar seçim sürecinin parçası. Bu elbette süreci zorlaştırıyor” dedi. Ancak BM Genel Sekreteri’nin genişletilmiş görüşme çağrısının önemine dikkat çeken Hristodulidis, “Bu çağrı, sürecin ilerlemesi adına birtakım düşüncelerin olduğunu gösteriyor. Seçim sürecini küçümsemiyorum ama bu süreci tamamlayıcı nitelikte bir planlama yapıldığını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
