10850%-0,03
40,65% 0,00
47,05% 0,00
4415,04% -0,13
7055,94% 0,00
Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi’nde (KSTÜ) ortaya çıkan sahte diploma ve usulsüz belge düzenleme skandalı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yükseköğretim sistemine olan güveni sarsarken, soruşturmanın Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne uzanmasıyla siyasi bir boyut kazandı. Üniversitenin sahibi olan MHP Mersin Milletvekili Levent Uysal hakkında gündeme gelen sahte diploma iddiası, skandalın merkezini doğrudan siyasi bir isme yönlendirdi.
Levent Uysal İddiaların Odağında
Üniversiteyle ilgili soruşturmanın başladığı ilk günden itibaren kamuoyunun dikkatinden kaçmayan Uysal, şimdi bizzat kendisinin de sahte diplomaya sahip olduğu yönündeki iddialarla karşı karşıya. Türkiye’de gazeteci Fatih Ergin, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Levent Uysal’ın diplomasının sahte olduğunu öne sürerek, “Sahte diplomalılar arasında Levent Uysal da var. Daha önce İsviçre'den alacağı 45 milyon Euro’luk kredi için sahte Vakıfbank teminat mektubu verdiğini ortaya çıkardığım Levent Uysal'ın diploması da sahte. Diploması iptal edilecek mi?” ifadelerini kullandı.
Bu iddialar, KSTÜ’de tespit edilen sahte diplomaların ve sistematik sahteciliğin, yalnızca yönetici düzeyiyle sınırlı kalmadığını, üniversitenin sahibi ve aynı zamanda Türkiye’de yasama görevini sürdüren bir milletvekiline kadar uzandığını gösterdi.
Skandalın Arka Planı
Şubat 2024’te KKTC polisinin başlattığı operasyonlarda, KSTÜ bünyesinde çok sayıda sahte diploma, transkript, usulsüz öğrenci kaydı ve banka belgesi tespit edilmişti. Haziran ayında üniversite Genel Sekreteri Serdal Gündüz ile asistanı Berke Özbek, “resmi evrakta sahtecilik”, “sahtekarlıkla para temini” ve “suç geliri aklama” dahil 83 ayrı suçlamayla itham edilmişti.
Ancak süreç boyunca asıl sorumluluğun kimde olduğuna dair tartışmalar devam etti. Üniversitenin sahibi konumundaki Levent Uysal’ın adı her ne kadar resmi belgelerde doğrudan geçmese de, KSTÜ'nün özellikle yurt dışından diploma alıcılarına dönük olarak çalıştığı, bu ticari yapının Uysal’ın bilgisi ve yönlendirmesi dahilinde kurulduğu ileri sürüldü.
YÖDAK Raporu Ciddi İhlalleri Ortaya Koydu
Yükseköğretim Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu (YÖDAK), Nisan 2025’te yayımladığı denetim raporunda KSTÜ’de birçok akademik ihlalin yaşandığını belgeledi. Rapora göre, üniversite izinsiz öğrenci kabul etmiş, öğrencilerin çoğu ders almadan diploma sahibi olmuş, öğretim üyelerinin bir kısmı başka kurumlara kayıtlı ya da akademik yeterlilikten yoksun kişilerden oluşmuştu. Bazı bölümlerde ise tek bir öğretim elemanıyla eğitim verilmişti.
Bu tespitler, üniversitenin yalnızca yönetsel değil, akademik olarak da iflas ettiğini ve sistemin en tepesinden başlayarak aşağıya doğru çürüdüğünü gözler önüne serdi.
Siyasi Sessizlik Dikkat Çekiyor
Levent Uysal hakkındaki iddialar, kamuoyunda büyük tepki yaratırken ne Milliyetçi Hareket Partisi’nden ne de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden konuyla ilgili bir açıklama yapıldı. Uysal’ın halen milletvekilliği görevini sürdürmesi, dokunulmazlık zırhının ardında hesap vermekten kaçındığı yönünde eleştirilere neden oldu.
Üniversiteyle olan ilişkisini resmiyette sonlandırmış gibi görünse de, Uysal’ın KSTÜ’nün kuruluş ve işleyiş sürecinde etkin rol oynadığı, özellikle yurt dışından sağlanan “diploma geliri”nin mimarlarından biri olduğu ileri sürülüyor.
Yükseköğretimde Güven Kaybı Derinleşti
KSTÜ skandalı, yalnızca bir üniversitenin değil, KKTC’deki yükseköğretim sisteminin genel yapısının sorgulanmasına neden oldu. Sınavsız ve denetimsiz şekilde öğrenci kabul eden üniversitelerin, eğitim kalitesi yerine sayısal büyümeye odaklanması, sistemin uzun süredir sürdürülemez bir yapıya büründüğünü ortaya koydu.
Skandalın ardından yüzlerce öğrenci, diplomalarının geçersiz sayılabileceği endişesiyle başka üniversitelere geçiş yaptı ya da ülkeden ayrıldı. Denetimsizlik, cezasızlık ve siyasi koruma iddiaları ise kamuoyunun tepkisini daha da büyüttü.
Hesap Verilmesi Bekleniyor
KSTÜ’deki yolsuzluk ve sahtecilik soruşturmaları halen devam ederken, kamuoyunun en büyük beklentisi, sorumluluğu bulunan tüm kişilerin – görevleri ve siyasi konumları ne olursa olsun – yargı önüne çıkarılması ve hesap vermesi yönünde şekilleniyor.
Skandalın merkezinde adı geçen Levent Uysal’ın hem üniversitedeki geçmiş rolü hem de diplomasına ilişkin iddialar nedeniyle hakkında herhangi bir yasal süreç başlatılıp başlatılmayacağı ise ilerleyen günlerde netlik kazanacak.